Olympiakos: Büyük Dolaplar ve Bulanık İlişkiler

Carlos Gunnera
3 min readSep 12, 2015

--

Nicolas Che — Les Cahiers Du Football (10/9/2015)

Ülkesinde futbola illegal müdahalesi sebebiyle her iki haftada bir polis merkezine yoklama veren başkanı olan bir kulüp neden UEFA tarafından cezalandırılmadı? Bu oldukça problemli bir durum, özellikle de arada bir “arkadaş” olduğu biliniyorsa…

Bir sezon daha. Bu yıl da Olympiakos Şampiyonlar Ligi’nde Yunanistan’ı temsil eden ve bu sayede gruplarda ayakbastı parasını götüren takım olacak. Yunan rakipleri tarafından tartışmalı görülen, ancak kulübün başkanı Vangelis Marinakis hakkındaki ağır suçlamalara rağmen UEFA’nın onayladığı bir katılım bu.

Vangelis Marinakis: Olympiakos’un “Babası”

Olaylar 2011'de başlıyor. Armatör milyarder Vangelis Marinakis’in de adının karıştığı Koriopolis adı verilen şike skandalında bir çok Yunan futbol yöneticisi yargı mercilerince dinlenmişti. Bu teknik takip sonucunda savcı, iddianamesinde, başında Vangelis Marinakis ve Yunan Futbol Federasyonu Eski Başkanı Giorgios Sarriss’in bulunduğu bir “suç örgütü”nü ortaya çıkarmıştı. Bu örgüt, Yunan futbolunun tüm katmanlarına nüfuz etmiş, yolsuzluk, dolandırıcılık, şantaj ve fiziksel şiddet uygulayarak etkisi altına almıştı. Örneğin, Olympiakos’un kaybettiği Xanthi deplasmanında, Pire kulübünü kayırmayı reddeden hakem Petros Konstantineas’ın sahibi olduğu fırın kriminal bir patlama sonucu tahrip edilmişti.

Olympiakos Başkanı Vangelis Marinakis

Dinlemeler sonucu savcının suçlamaları oldukça ağır. Olympiakos’un sahibinin bazı maçlarda hakemleri kendisinin atadığı, disiplin kurulu kararlarına müdahale ettiği, Sarris’in federasyon başkanlığına seçilmesini organize ettiği gibi vahim iddialar mevcut. Ayrıca, Olympiakos’un, geniş bir kiralık oyuncu bazı vasıtasıyla, hatta bizzat rakip takımların teknik direktörlerini atayarak şampiyonluk yarışından uzak kulüpler üzerinde nüfuzunu kullandığı da iddia ediliyor. Öyle ki, telefon dinlemelerinde Olympiakos yöneticilerinin kulübün eski kalecisi Dimitri Eleftheropoulos’un Panionios’a teknik direktör olmasını istedikleri, maaşının yarısını da Vangelis Marinakis’in karşılamasını garanti ettikleri kayda geçiyor.

Sonuç olarak, davaya bakan hakim, dinlemelere dayanarak, 26 kişiyi gözaltına almak için yeterli delil olduğuna kanaat getirmişti. Vangelis Marinakis 200.000 Avro kefaletle serbest kalmış, ancak nihai karar verilene dek futbolla ilişiği kesilmiş ve 2 haftada bir emniyet müdürlüğüne yoklama vermek zorunda bırakılmıştı. Diğer gözaltılar arasında Yunan Futbol Federasyonu Eski Başkanı Giorgios Sarris’le birlikte federasyondan 6 yönetici, Merkez Hakem Komitesi Başkanı, 6 hakem, futbol disiplin kurullarından 5 üye, Atromitos ve Levadiakos kulüplerinin sahipleri ve ikişer yöneticisi, FC Veria’nın eski sahibi yer almıştı. Yunan Futbolu tarihinin en büyük skandalıyla karşı karşıya olduğunu idrak edebilir ve UEFA gözetiminde mantıken bunun sonuçlarına katlanmak durumunda kalabilirdi. Oysa ki olaylara seyirci kalındı.

Tuhaf Bir Hoşgörü

Geçtiğimiz sezonun ikincisi Panathinaikos, Olympiakos’un Arvupa Kupaları’ndan ihracı istemiyle UEFA’ya başvurdu. Amaçları elbette, UEFA’nın 2011'de benzer bir davada suçlanan Fenerbahçe için verdiği ihraç kararını emsal göstererek, bol akçeli Şampiyonlar Ligi gruplarında Olympiakos’un yerini almaktı. O dönem Türk kulübü, UEFA’nın talebiyle, Türkiye Futbol Federasyonu tarafından Şampiyonlar Ligi’ne gönderilmemişti.

Ancak, UEFA yöneticileri Fenerbahçe’ye kıyasla Pire kulübüne karşı tuhaf bir hoşgörü sergilediler. UEFA’nın 3 numaralı adamı, Genel Sekreter Yardımcısı Theodoros Theodoridis’in varlığıyla bizi işkillendiren bir tuhaflıktı bu. Bu UEFA yöneticisi, Marinakis’in duruşmasında yanı başında olan Olympiakos Başkan Yardımcısı Savvas Theodoridis’in oğlundan başkası değildi.

Aradaki kan bağı suç değilse bile, UEFA’nın Yunan ekibine Avrupa Kupaları’nda mücadele etmesine izin vermiş olması oldukça düşündürücü. Neticede UEFA, 17 Haziran’da, Marinakis’in hakim önüne çıkmasının ve tedbiren futboldan men edilmesinin arifesinde Olympiakos’un Avrupa Kupaları’na katılmasına izin verdi. Peki, Fenerbahçe’ye karşı uygulanan çifte standart nasıl açıklanabilir? UEFA, soruşturmaların aynı evrede olmadığını, masumiyet karinesine saygı gösterilmesi gerektiğini ve henüz kimsenin hüküm giymediğini belirtiyor. Oysa, Fenerbahçe için de durum aynen böyleydi. O dönemde Fenerbahçe [sıfır tolerans ve makul şüphe öne sürülerek] masumiyet karinesi gibi ayrıcalıklardan istifade edememiş ve henüz bir hüküm söz konusu değilken Avrupa Kupaları’na alınmamıştı.

Bu kararı takiben, Panathinaikos, CAS’a başvurma kararı alarak, durumdan hiç de menun olmayan UEFA’nın şimşeklerini iyice üzerine çekti. CAS, Panathinaikos’un başvurusunu reddettiyse de bu kararın davanın esası ve Olympiakos’a yapılan suçlamalarla bir ilgisi yoktu. Yolsuzluk konularında şeffaf ve asla taviz vermeyen bir görüntü çizen UEFA, savunmasını, Panathinaikos için ortada temyiz edilebilecek bir karar olmadığına ve kendi turnuvalarında katılımcıları belirlemedeki otoritenin kendisine ait olduğuna öncelik verdi.

Theodoris Theodoridis, UEFA’nın uluslararası ilişkilerinden sorumlu. Görevi ulusal federasyonlar ve Michel Platini arasında aracılık ve Platini’nin seçmenleriyle arasını iyi tutmak. Dolayısıyla, Theodoridis’in FIFA’ya da adaylığını koyan Platini’nin UEFA seçimlerinde kilit rol oynadığı söylenebilir. 2013’te Theodoridis’in Mykonos’taki düğününe de davetli olan Platini, yakın bir zamanda, UEFA’da herkesin bir şekilde bir takımın taraftarı olduğunu, bunun suç teşkil etmediğini belirtmişti. Lakin, Platini, Theodoris Theodoridis ve Koriopolis vakasında birinci derecede şüpheli olan Vangelis Marinakis arasında teknik takibe takılan konuşmaları adeta es geçip, ikili arasındaki sıkıfıkı ilişkiyi görmezden gelerek olası bir çıkar çatışması şüphesini haklı çıkarmıştır.

FIFA Başkanlığı yarışında temel koz etik değerler olacağından, bu Yunan meselesi soru işareti doğuracak ve rakipleri tarafından Platini aleyhine kullanılacak gibi gözüküyor.

Yazan: Nicolas Che — Les Cahiers Du Football

Çeviri: Carlos Gunnera-

--

--